ÇOCUKLARDA ÖLÜM VE YAS TUTMA


                                          Psk. Danışman İlyas AKTEKİN

            Çocuklarda Ölüm
       Ölüm, çocukların küçük yaşlardan itibaren bir ebeveyninin, bir yakınının, sevdiği bir arkadaşının, beslediği hayvanın veya evdeki çiçeğinin kaybı karşısında tanıştıkları bir durumdur.

     Çocuğun ölüm kavramıyla karşılaşması, bu beklenmedik ve acı veren olayı nasıl algılayacağı, yorumlayacağı ve nasıl bir tepki vereceği, büyük ölçüde çevresindeki yetişkinlere, onların içinde de özellikle anne-babaya bağlıdır. 

    Çocuk bir kayıpla karşılaşmadan önce ona  ölüm kavramı nasıl anlatılabilir?
     Evcil bir hayvanın ölümü, çocuğa  bu kavramı anlatmak için en uygun zaman olabilir.Böyle bir durumda tüm aile bu ölüm karşısında üzüntüsünü dile getirebilir.Hayvan bir çeşit törenle evden uzaklaştırılabilir. Ölen hayvanın yerine hemen yeni bir hayvan alınmamalı, aile üyelerinin vedalaşmaları sağlanmalı ve bu ölüm karşısında duyguların yaşanması için zaman verilmelidir.

    Çocukların ölüm hakkında neler düşündükleri yaşlarına ve konumlarına değişir:

0-4 YaşÖlümü anlayamazlar. Ölüm uzun süreli bir 

yolculuk olarak algılanır.


4-7 Yaş: Ölüm kavramını yaşamlarında fark ederler; ama 

doğasını anlayamazlar. Ölümü geçici bir durum olarak görür 

ve ölen kişinin geri döneceğini düşünürler.

      
Örnek; Annesini kaybeden çocuk şöyle diyebilir, 
‘Annem öldü biliyorum; ama telefon da mı açmayacak?’
      
     Ölümün ne olduğuna dair merak daha da arttığından sorular 
daha da artabilir. Bebeksi davranışlar, öfke patlamaları, içe 
kapanma, uyku ve yeme düzeninde değişiklikler görülebilir.

          
     Ebeveynin ölümünden kendilerini suçlayabilirler. Bu dönemde 

bir ebeveyn kaybı oldukça zordur, çünkü hem zorlayıcı bir durum 

olduğunu hissederler hem de içinde bulundukları gelişimsel dönem 

nedeniyle anlamlandırmakta zorluk yaşarlar. Bir yandan “sihirli” 

hikâyelerde, filmlerde ölen geri geldiğinden anne veya babasının 

geri geleceğini umarlar, bir yandan da bir sorumlu ararlar.



7-10 Yaş: 


Ölümün gerçek olduğunu kavrar.Ölenin geri dönmeyeceği ve 


bunun bir son olduğunu anlamaya başlar; ancak kendisinin de 
ölebileceğini  kavrayamaz.


    Şok, reddetme, içe kapanma, okul performansında düşme, dışa 

vurma davranışlarıyla tepkilerini gösterebilirler. Açık bir 

şekilde ağlayabilir, uyku, yemek yeme alışkanlıklarında veya 

diğer davranışlarında değişiklikler meydana" gelebilir. 

Regresyon, saldırganlık, içe çekilme, alt ıslatma vb 

davranış problemleri ortaya çıkabilir. 

Ayrıca ölen kişinin bazı özelliklerini taklit etme 
gibi davranışlar da gözlenebilir


10-13 Yaş:


Ölümü anlarlar. Yani ölümün bir son olduğunu ve herkesin başına 

geleceğini(kendileri dahil) bilirler. Ama bir kayıp karşısında 

verdikleri tepki bir yetişkinin tepkisinden farklıdır.


Bir Kayıp Karşısında Çocuklarda En Sık Görülen Yas Tepkileri         

    Yas Sürecinin Evreleri 

Yas yaşamaya başlayan 
kişiler şu evrelerden geçer:


vİnkar: Kişinin hayatında sanki hiçbir şey yokmuş gibidir. Bir nevi şok gibi düşünülebilir. Kişi dirençlidir ve sanki durum onu hiç etkilemeyecekmiş gibi bir inkar durumu yaşamaktadır. “Hayır, O ölmedi”.

vKızgınlık: Durumun değiştiği anlaşılmaya başlanır. Kişi kendisini öfkeli ve çaresiz hisseder. “Niye ben?” “Nasıl bırakıp gider?”

vPazarlık: Üzüntü, boşluk duygusu iç içe geçmiştir. Kişinin bir anlam arayışı vardır. İnsanlarla ya da Allah’la pazarlık eder. ‘Allah’ım bana sabır ver, bu acı geçmezse canımı al’.

v Depresyon: Durumun kalıcı olduğu ve geri dönüş olmadığı görülür ve bu durum kişiyi derinden etkiler.İçe kapanılabilir ya da dışa dönülebilir.Depresyondaki belirtiler kendini gösterir.


vKabullenme-Yüzleşme: Başetme-uyum süreci ve olgunlaşma evresidir. Gündelik yaşantıya geri dönülmeye başlanır.


vReddetmek:  Çocuk, kaybettiği yakınını bir daha göremeyeceğini aklına getirmek istemez; o kişi ile yeniden bir araya geleceğinin hayalini kurar ve bu yönde oyunlar oynar, resimler çizer ya da öyküler anlatır.


vKaygı: Sevilen birinin kaybı çocuklarda temel güven duygusunu sarsabilir.Çocuklar kayıptan sonra kendilerinin ve diğer sevdiklerinin  başına bir şey gelebileceği kaygısına kapılabilirler.Korku ve kaygı düşünceleri; okula gitmek istememe, evde tek başına kalmak istememe, karanlıktan korkma, inatçılık vb. şekilde ortaya çıkabilir.

vUyku sorunları: Çocuğun ölümle ilgili güçlü anıları varsa gece saatlerinde çocuğun aklına gelip uykuya dalmasında sıkıntı yaratabilir.

vÜzüntü ve Özlem: Kayıptan sonra 

çocuk daha çok içine kapanabilir.

vÖfke ve Dışa vurma: Çocuklar öfkelerini 
çevrelerine saldırarak sterebilirler.Sevdiği kişiyi aldığı 
için Allah’a ya da ölüme kızabilir, kendilerini terk ettiği için 
ölen kişiye öfke duyabilirler.


vSuçluluk, Kendini kınama ve Utanç: 

Suçluluk tepkileri, genellikle çocukla ölen kişi arasındaki 
önceki ilişkiye bağlı olarak ortaya çıkabilen tepkilerdir.


    Kaybı Olan Çocuğa Nasıl            Yaklaşılmalıdır?
üÇocuğa ölüm haberi sakin bir ortam ve zamanda, sevdiği bir yetişkin tarafından verilmelidir.

üÇocuğun sorduğu sorulara yaşına uygun olarak kısa, basit,açık ve somut cevaplar verilmelidir. Eğer sorunun cevabı bilinmiyorsa bu da ifade edilmelidir.
üÇocuğa ölüm kavramı, ölmüş bir hayvan ya da bitkiden yola çıkarak anlatılabilir.


Öncelikle çocuk ölüm ve ölmekle ilgili neler biliyor sorup 

anlamak gerekir.


lÇocuğun ölüm ve kaybı hayatın doğal bir parçası olduğu 

anlatılmalıdır.

    Açık ve titiz bir şekilde dürüst olunmalı. Çocuklar, yetişkinlerin 

sakladıkları yalanları fark ederler. Eğer çocuk, yetişkinin ; gerçeği 

çarpıttığını ya da yalan söylediğini fark ederse yeniden güven 

duymakta çok zorluk çekebilir.

      Çocuğun, düşünceleri, korkuları neler olabileceğine yönelik 
gözlemlerini paylaşması konusunda yüreklendirin.
          
Çocuğun yaşına ve anlama düzeyine bağlı açıklamalar yapın. 5 yaş 
altı çocukların rahatlık ve desteğe ihtiyacı vardır, detaylı 
açıklamalar gerektirmez. 5 yaş üstü çocuklar bilgilendirmeye daha 
fazla ihtiyaç duyarlar, basit, net ve doğrudan olmalı bilgilendirme.


l     Yaşam döngüsü içinde yaşayan her şeyin bir gün öleceğini ve 
ölümlerin hayatımızda değişikliklere yol açtığını açıklayınız.

l      Çocukların ölümün ne anlama geldiğini anlamalarına yardım 
edin. “Derin ve uzun bir uykuya daldı, uzaklara gitti, Allah sevdiği 
için yanına aldı, cennete gitti, çok uzaklara gitti, uzun bir 
yolculuğa çıktı dönmeyecek, onu kaybettik” tarzında ifadelerden 
kaçının.


l     Çocuklara, sevdiğimiz biri öldüğünde ortaya çıkan 
davranışlarımızın neler olduğunu izah etmeliyiz.

    Üzüntü, ağlamak vs. Gülüp oynamasının yanlış olmadığını ve 
bu zor zamanlarında ihtiyacı olan her ne varsa saygı duyduğunuzu 
ona iletin.
        
Ölüme yönelik büyüsel sihirli düşüncelerini sorgulayınız. Bazen 
düşündükleri, söyledikleri veya diledikleri bir şeyin ölüme neden 
olmuş olabileceğini düşünebilirler


üUyku, yolculuk, Allah, melekler, cennet vb. soyut ve 
anlaşılması zor kavramlar ölüm olayı ile ilgili çocuğa 
kullanılmamalıdır.

üÖlüm, bedensel faaliyetlerin son bulması şeklinde 
anlatılabilir: ölen kişinin artık nefes alamayacağı, yemek 
yiyemeyeceği, oynayamayacağı, yürüyemeyeceği vb.

üÇocuğun yaşı ve ortam uygunsa, cenazenin defin 
törenine ve dini ritüellere çocuğun da katılmasında fayda 
vardır.Törende çocuğun yanında sevdiği bir yetişkinin de 
bulunmasına dikkat edilmelidir.
      

Örnek:Çocuğun tabuta dokunmasına ya da ölüye bir 
hediye verilmesine izin verilmelidir. Eğer çocuk ölüyü 
görmek istiyorsa, ölü gösterilmeden önce, ölen kişinin nasıl 
göründüğü ve uykudan farklı olduğu bir yetişkin tarafından 
anlatılmalı ve aynı yetişkin çocuğun yanında bulunmalıdır. 


Yetişkinlerinde ağladığını üzüldüğünü görmelerine izin 
veriniz saklamayınız. Sevilen birinin kaybına 
ağlamak ve üzülmenin normal olduğunu görsün.
          
Çocuklar ve ergenler duygularını sözel ifade etmede 
isteksiz olabilirler. Sanat, müzik, haber yazma, hikaye 
anlatma, fotoğraf biriktirme gibi değişik yollarla ifade 
etmelerine olanak sağlayınız.

          Ailenin ritüellerine katılmalarına izin veriniz, 
dua, hatim, 40’ı mevlidi vs Yetişkin gözetiminde 
mezar ziyareti, çiçek dikme vs etkinliğine katılmasına 
olanak veriniz. 


üÇocuğun yaşama dair kaygıları 
giderilmelidir.


üÇocuğun duygularının ortaya 
çıkması sağlanmalıdır.Yetişkin biri 
kendi başından geçen yas olayını 
çocukla paylaşıp o zamanda yaşadığı 
duyguları ifade edebilir.


üÇocuğa ‘Ağlamamalısın,  sen 
ağlasan o da üzülür’ Artık büyüdün 
güçlü olmalısın! gibi sözler 
söylenmemelidir.Çocuğun ağlamasına 
izin verilmeli, hiç kimse çocuğa 
susmasını söylememelidir.Çocuk 
ağlarken ona sarılmak daha yerinde 
olur.


üÇocukta görülebilecek saldırgan 
ve diğer duygulara karşı hazırlıklı 
olup bu durumun geçici olduğu 
akılda tutulmalıdır. Ortalama yas 
sürecinin 6 ay kadar süreceği 
unutulmamalıdır. (40 gün-1 yıl)


üÖlen kişiye ait eşyalar, 
fotoğraflar belli bir süre ortada 
kalmaya devam etmelidir. 

Gerekirse bunların sayısı 
azaltılabilir; ama kaybın 
yaşandığı gün, ölen kişiye ait bütün 
eşyaların hemen ortadan 
kaldırılması uygun değildir.


10) Tanrının, ölen kişinin çok iyi 
veya özel bir kişi olmasından dolayı 
yanına aldığı vs. sözlerini 
söylemeyiniz. Tanrıya yönelik 
öfkeler, korkular geliştirebilirler 
veya sıradaki kimse ile ilgili 
endişeleri olabilir. İyi olmaktan sa 
kötü olmayı yeğleyebilirler. 

11) 

Duygu ve düşüncelerini ifade 

etmeleri sağlayınız. Konuşunuz, 

Konuyu siz açınız ve istekli 

olduğunuzu gösteriniz. Sorunuz. 

12) Bütün cevapları bilmek 
zorundaymış gibi düşünmeyiniz, 
bazan sadece dinlemek yeterli 
olabilir. Çocukların cevabını bildiği 
durumlarda bile tekrar tekrar aynı 
soruyu sormaları normaldir. 

13) Çocukların acı ve yasına yönelik 

yazılmış güzel hikayeler ve kitaplar 
bulunuz ve okutunuz. 



üÇocuğun duygularını yansıtması 
için oyun oynaması, resimler yapması 
sağlanmalıdır.


üTensel temas çok fazla 
kullanılmalıdır.

üYetişkinler sanki bir şey olmamış 
gibi davranarak kendi duygularını 
çocuktan saklama yoluna 
gitmemelidir. Böyle davranmak, 
çocuğun kendi duygularını 
bastırmasına ve iç huzursuzluğuna 
neden olabilir.


üÖzellikle okulöncesi çocuklarda, 
kendilerinin yaptığı 
yaramazlıklar ve hatalar 
sonucunda sevdikleri kişinin 
öldüğünü düşünebilir ve 
kendilerini suçlu hissedebilirler
Bunu böyle olmadığı çocuğa 
anlatılmalıdır.


üÇocuğa sık sık sarılıp onunla 
ilgilenerek, kimsenin onu 
bırakmayacağı, onu seveceği inancı 
tekrardan oluşturulmalıdır

üMümkün olduğunca hem 
çocuk hem de diğer bireyler 
normal gündelik yaşama devam 
etmelidir.


üÇocuk uzun süre evden 
uzaklaştırılmamalı, evde normal 
yaşamına devam etmelidir.


üÇocuk tekrar tekrar soru 
soracaktır. Yetişkin sabırla 
yaklaşmalı ve cevap 
vermelidir.Ayrıca çocuğun ifade 
edemediği duygular varsa da 
yetişkin tarafından bunun ifade 
edilmesi sağlanmalıdır.

.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Danışmalık Tedbir Planı Örneği, Danışmanlık Tedbir planı,